Veli Gözünden: Minidil Online Eğitim Serüveni

Veli Gözünden: Minidil Online Eğitim Serüveni

Veli Gözünden: Minidil Online Eğitim Serüveni

Merhaba, ben de sizin gibi çocuğunun geleceği için en iyisini isteyen, onun yeni bir dil öğrenerek dünyasını genişletmesini hayal eden bir anneyim. 6 yaşındaki oğlum Can için online İngilizce eğitimi macerasına atılmaya karar verdiğimde, içim hem heyecan hem de umut doluydu. Ancak dürüst olalım, bu yolculukta birkaç acemice hata yapmadan da edemedim.

Şimdi, benim yaptığım ve sonrasında "Ah, doğrusu buymuş!" dediğim 3 hatayı, belki sizin yolunuzu biraz daha aydınlatır ve işinizi kolaylaştırır diye tüm samimiyetimle paylaşmak istiyorum.

1. Hata: "Süper Öğretmen" Olmaya Çalışmak

  • Ne Yaptım? İlk derslerde, Can'ın hemen yanında, bir kartal gibi bekliyordum. Öğretmen bir soru sorduğunda ve Can duraksadığında, dayanamayıp kulağına doğru cevabı fısıldıyordum. Yanlış bir kelime söylediğinde, anında "Hayır, öyle değil, şöyle söyle" diye düzeltiyordum. Niyetim iyiydi, ona "yardım etmek" istiyordum.
  • Ne Oldu? Bir süre sonra fark ettim ki Can, öğretmenine değil, sürekli bana bakmaya başladı. Cevap vermeden önce benim gözümün içine bakıyor, onay bekliyordu. Hata yapmaktan daha çok korkar olmuştu. Aslında ona yardım etmiyor, kendi başına deneme cesaretini ve özgüvenini çalıyordum.
  • Doğrusu Ne? Doğrusunun, "destekleyici" olmak olduğunu öğrendim. Artık ders sırasında odanın diğer ucunda kendi kitabımı okuyorum veya işimle ilgileniyorum. Sadece teknik bir sorun olursa müdahale ediyorum. Öğretmeniyle kurduğu o özel bağı bozmamayı ve onun kendi kahramanı olmasına izin vermeyi öğrendim.

2. Hata: Başarıyı Sadece "Konuşmak" Olarak Ölçmek

  • Ne Yaptım? İlk birkaç hafta Can evde hiç İngilizce konuşmayınca içten içe panikledim. "Bu iş olmuyor mu? Neden hala tek kelime etmiyor?" diye endişelendim. Başarıyı, sadece kendi kulağımla duyabildiğim kelimelerle ölçüyordum.
  • Ne Oldu? Bu beklentim, Can üzerinde görünmez bir baskı yarattı. Farkında olmadan ona "Eğer konuşmazsan, başarısızsın" mesajını veriyordum.
  • Doğrusu Ne? Öğretmenimizle konuştuktan sonra "Sessiz Dönem" diye bir kavram olduğunu ve bunun öğrenmenin en doğal parçası olduğunu öğrendim. Doğrusunun, başarıyı daha küçük adımlarda aramak olduğunu fark ettim. Öğretmeninin bir komutunu anladığında, bir şarkıya mırıldanarak eşlik ettiğinde, bir resimdeki doğru rengi gösterdiğinde... Asıl başarının bunlar olduğunu anladım. O küçük adımları kutlamaya başlayınca, ilk kelimeler de baskı olmadan, kendiliğinden geldi.

3. Hata: Dersi "Kutsal" Bir Görev Olarak Görmek

  • Ne Yaptım? Ders saatini o kadar ciddiye almıştım ki, evde adeta bir "kırmızı alarm" durumu yaratıyordum. Dersten 15 dakika önce oyunları aniden kestiriyor, "Sessiz olun, Can'ın dersi var!", "Oraya dokunma, dikkatini dağıtma!" gibi komutlarla hem kendimi hem de Can'ı geriyordum.
  • Ne Oldu? Ders, eğlenceli bir aktivite olmaktan çıkıp, evdeki herkesin gerildiği bir "sınav" anına dönüşmüştü. Can, derse karşı değil, dersin yarattığı bu gergin atmosfere karşı isteksizlik göstermeye başladı.
  • Doğrusu Ne? Doğrusunun, dersi hayatın doğal ve keyifli bir parçası haline getirmek olduğunu anladım. Artık dersten önce birlikte komik bir İngilizce şarkı açıp dans ediyoruz. Ders köşemizi onun sevdiği çıkartmalarla süsledik. Atmosferi rahatlattığımda, Can'ın derse "off" diyerek değil, "yaşasın!" diyerek oturduğunu gördüm.

Bu yolculuk, bana sadece Can hakkında değil, kendi ebeveynliğim hakkında da çok şey öğretti. Eğer siz de bu yolun başındaysanız, kendinize ve çocuğunuza karşı nazik olun. Ve en önemlisi, bu süreçte size ve çocuğunuza sabırla rehberlik edecek, sizin gibi ebeveynlerin endişelerini anlayan bir eğitim partneri seçin. Doğru bir rehberle, bu macera çok daha keyifli hale geliyor.

30 Temmuz 2025
cover
İlk deneme dersi
Tamamen Ücretsiz!
3 adımda hemen deneme dersinizi planlayın.
Bunlar ilginizi çekebilir

Farklı Bir Sorunuz mu Var?

Biz sizi arayalım.
Kişisel bilgileriniz KVKK kapsamında işlenmektedir.